Menü Kapat

NEFSİN MERTEBELERİ-MARDİYYE

6-NEFSİ MARDİYYE

“Mardiyye” razı olunmuş nefs demektir. Yani “Allah’ın kendisinden râzı olduğu nefis mertebesi” anlamına gelir. Terim âyette geçen “marziyye” kelimesinden alınmıştır. Esasen bu nefis mertebesi ile önceki arasında ayrılmaz bir bütünlük vardır. Zira Allah’ın rızâsı olmaksızın kulun Allah’tan râzı olması mümkün değildir. Ancak âyette önce râzı olan (râdiye) sonra râzı olunan (mardiyye) şeklindeki sıralama ve ayrımdan dolayı böyle bir ayrıma gidilmiştir.

رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ ذٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ

“…Allâh onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. (Beyyine Sûresi. 98/8) ayeti bu hakikati ifade eder.

“…Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever” (Mâide Sûresi. 5/54) ayetine göre, Allah bizi sevmeseydi, biz Allah’ı sevemezdik. Çünkü sevgi yukarıdan aşağı dağılır.

İki mertebe arasındaki en önemli fark sâlikin bir önceki mertebede başına gelen dert ve ıstırapları Hakk’ın bir elçisi olarak görmesi¸ sabretmesi ve sızlanmamasıdır. İyi günde olduğu gibi kötü günde gösterdiği metânet nedeniyle sâlik bu mertebede ise Allah’ın kendisinden râzı olmasıyla her yönüyle “rızâ” makâmını/hâlini tahakkuk ettirir.

Bu mertebeye “hakka’l-yakîn”¸ “cem’u’l-cem’ ” ve “amâ” mertebesi de denilir. Bu mertebe Tevhîd-i Zât mertebesidir. Zikri, Kayyûm’dur. Seyri, anillahtır. Âlemi, aşktır. Mahalli, hafîdir. Hâli, bekâdır. Makamı, sıddıkîyettir. Rengi siyahtır. Hâli “fenâ fi’l-fen┸ mahalli “haf vâridi “sıddîkiyet”¸ şâhidi “cem’u’l-cem”dir.

HADİSİ KUTSİ DE; “Onun işiten kulağı olurum, gören gözü olurum, konuşan lisanı olurum, yürüyen ayağı olurum. Benimle işitir, benimle görür, benimle konuşur, benimle tutar ve benimle yürür.”(Buhari, Rikak,38.İbn. Hanbel, 4/256)

Allah benden razı mı?

İbadet etmek tatlı ve kolay, günah işlemek acı ve sıkıntılı geliyorsa, o kimseden Allahü teâlâ razıdır.

ALLAH KİMLERDEN RAZI OLUR?

1-Dünyada İken Allah’ın Rızasına Uygun Yaşayıp Cenneti Hak Eden Kimselerden

Allah buyurur ki: «İşte bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlar için, altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan. İşte o büyük kurtuluş budur.5/Maide-119

Onların Rableri katındaki mükafatı, içinde temelli ve sonsuz kalacakları, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razıdır. Onlar da Allah’tan razıdır. Bu, Rabbinden korkan kimseyedir.98/Beyyine-8

2-Allah İçin Hicret Edenlerden ve Hicret Edenlere Kucak Açan-Yardım Edenlerden

İyilik yarışında önceliği kazanan Muhacirler ve Ensar ile, onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut-razı olmuştur, onlar da Allah’tan hoşnuddurlar-razıdırlar. Allah onlara, içinde temelli ve ebedi kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır; işte büyük kurtuluş budur.9/Tevbe-100

3-Allah Rasulune Biat Edenlerden

Andolsun ki o ağacın altında sana biat ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilmiş, onlara güven duygusu vermiş ve onları pek yakın bir fetihle ödüllendirmiştir.48/Fetih-18

4-Allah’a ve Peygambere Karşı Gelenlere Sevgi Beslemeyenlerden

Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah’a ve Peygamberine karşı gelenlere, sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, imanı bunların kalblerine yazmış, katından bir nur ile onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyar. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah’tan hoşnut olmuştur. İşte bunlar, Allah’tan yana olanlardır. İyi bilin ki, saadete erecek olanlar, Allah’tan yana olanlardır.58/Mücadele-22

5-İslam’ı Din Olarak Seçenlerden

Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları- dikili taşlar üzerine boğazlananlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, inkar edenler sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam’ı beğendim. Açlıktan darda kalan, günaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah Bağışlayan’dır, merhametli olandır.5/Maide-3

6-Küfredenlerin Sözlerine Sabredenler-Hayatını Allah’ı Tesbih –Yüceltme ile Geçirenlerden

Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et; gece saatlerinde ve gündüzleri de tesbih et ki Rabbinin rızasına eresin.20/Taha-130

7-Allah’a Şükreden Kimselerden

Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan herşeyi hakkıyla bilendir.39/Zümer-7

8-Peygamberlerinden

O, senden, sen de O’ndan hoşnut olarak Rabbine dön!.89/Fecr-28

9-Allah’a Karşı Gelmekten Sakınan-Müttakilerden

De ki: Bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, Rab’lerinin katında, altlarından ırmaklar akan ve orada temelli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır. Allah kullarını hakkiyle görücüdür.3/Ali İmran-15

10-Çevresine Namaz Kılmayı ve Zekatı Tavsiye Edenlerden

Çevresinde bulunanlara namaz kılmalarını, zekat vermelerini emrederdi. Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.19/Meryem-55

11-Allah’ın Rızasını Kazanmak İçin İnsanların Arasını Düzeltenlerden

Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli toplantılarının çoğunda hayır yoktur. Bunları, Allah’ın rızasını kazanmak için yapana büyük ecir vereceğiz.4/Nisa-114

Sevilmenin iki alameti

Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah üzere olanları sever. Her işi ihlâsla yapan Müslümanları sever.

1- Ona tam iman etmiş olmak, yani hiç şüphe etmeden, doğru bir şekilde, İSLAMI YAŞAMAK!

2- Onun kullarının dünyasına ve ahiretine hizmet etmek. Dünyasına hizmet etmek, mesela bir işini görmek, maddi yardımda bulunmak, çok sevab olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(İnsanlar, Allah’ın ıyalidir [kullarıdır], Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, onun ıyaline iyilik edendir.) [Bezzar]

BEN BU AŞKA DÜŞ OLDUM

AŞK ATEŞİYLE KÜL OLDUM

YANDIM, YANDIM KÜLHAN OLDUM, HU

 

AŞKINDAN DOLANIYORUM

KÜLHAN GİBİ YANIYORUM

ALLAH’A YALVARIYORUM, HU

 

ZİNCİR TUTMAZ URGAN TUTMAZ

AŞK ATEŞİ BU CANDAN ÇIKMAZ

YANAR, YANAR YÜREĞİM TÜTMEZ, HU

 

ZİNCİR BANA, URGAN BANA

BEN GİDİYORUM HAK’TAN YANA

AŞIK OLDUM BEN ALLAH’A, HU

 

YARADANA YANILMAZ MI?

HAK YOLUNA DALINMAZ MI?

ALLAH’A KUL OLUNMAZ MI?, HU

 

VERDİGİNE HAMDEDİLİR

NİMETİNE ŞÜKREDİLİR

GECE-GÜNDÜZ ZİKREDİLİR, HU

 

YA RABBİM BEN RAZIYIM

DERSEN BENDE RAZIYIM

YOKSA YANDIM, YANDIM, HU

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir