3-Nefs-i Mülheme
Nefs-i emmâreden pişmanlık duyarak levvâmeye yükselen mü’min, bu merhalede de tevbe, istiğfar, günahlardan sakınmak, mânevî irşâda gönül vermek ve bâzı nefs mücâhedeleriyle mülheme mertebesine vâsıl olur.
Bu mertebede kul, Allâh’ın lutfuyla hayır ve şerri hassas bir sûrette ayırt edebilme ve şehevî duygularının aşırılıklarına direnebilme dirâyetine kavuşur. Kalbi Allah’tan gâfil kılan her şeyden uzaklaşır. Artık halk nazarındakinden çok, Hak katındaki mevkiinin endîşesiyle dolar. Îmânın hakîkatleri kalbde inkişâf hâlindedir.
وَنَفْسٍ وَمَا سَوّٰيهَاۙࣕ ﴿٧﴾فَاَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوٰيهَاۙࣕ
“Nefse ve onu yaratılış maksadına uygun olarak şekillendirip, ona fücûr ve takvâsını ilham edene andolsun!” (eş-Şems, 7-8) âyetlerinden gelmektedir.
Nefs-i mülheme, ilhâma mazhar olan nefstir. Nefsin bu merhalesini yaşayanlar, ilâhî emir ve yasaklara güzelce riâyet bereketiyle, ledünnî hakîkatlerden, mârifet ve keşiften de bir nebze nasibdâr olmaya başlarlar. Kul, aşk ile rûhlar âlemine müteveccih bir hâle gelir, taraf-ı ilâhîden bâzı ilhâmlara ve kısmen Rabbânî esintilere mazhar olacak bir kıvâma ulaşır. Lâkin bu ilham esintilerinin Rahmânî olup olmadığını anlayabilmek için, bir mânevî rehberin kontrolüne mutlak sûrette ihtiyaç vardır.
Yine bu merhalede, nefsin arzu ettiği şeyleri terk edip, istemediklerini yapmak sûretiyle, nefs terbiyesinde bir nebze muvaffak olunmuştur. Ancak rûh-i hayvânî mağlûb olmuşsa da rûh-i sultânîden kaynaklanan temiz huylar ve güzel ahlâk henüz tam olarak yerleşmemiştir.
NEFS-İ MÜLHEMENİN AFETİ
Ancak bu mertebenin âfeti de, “bir şey oldum” zannına kapılarak gaflet ile kibir ve ucuba sürüklenivermektir. Bu sebeple mülhemedeki bir mü’min, dâimâ ilâhî müşâhede altında bulunduğunu bilip, hâl ve tavırlarını tevâzû ve fânîlik duygularıyla tâyin etmelidir. Öte yandan dünyâ hayâtını âhiret düşüncesinden gâfil olmaksızın mütâlaa edebilecek bir görüş ufkuna ulaşarak, tefekkür-i mevt olgunluğuna bürünmelidir.
Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Ölümü çokça hatırlayın! Çünkü ölümü hatırlamak, (insanı) günahlardan arındırır, dünyâya karşı zâhid kılar. Eğer siz zenginken onu anarsanız, zenginliği(n âfetlerini) giderir. Fakirken onu anarsanız, hayatınızdan hoşnûd kılar.” buyurmuştur. (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 47)
Nefsi bu mertebeye erişmiş olan bir sâlik, Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın buyurduğu:
“Hesâba çekilmeden evvel kendinizi hesâba çekin. Henüz ilâhî terâzide tartılmadan önce amellerinizi bir tartın. Hiçbir amelinizin kendisine gizli kalmayacağı Cenâb-ı Hakk’ın huzûruna çıkmadan evvel, o büyük mahkemeye hazırlanın. Şüphesiz dünyada iken nefsini hesaba çeken kimse için kıyâmet günündeki hesap hafif olacaktır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459; İbn-i Kesîr, Tefsîr, I, 27) nasîhatlerinin muktezâsını yaşama azmi içinde bulunmalıdır.
Nefsi mülhimenin iki yüzü vardır. Biri levvameye, diğeri mutmainneye bakar. Görünüşü (zahiri) zühd ve takva iledir, iç alemi (batını) günah haddini aşmak, Hakk’tan ayrılmak yolundadır. Kendini beğenme, riya, medh edilme zevkidir. Kendini düşünen olup ham sofudur!
Sıfatları: İlim, cömertlik, kanaat, tevâzu, sabır, ezâya tahammül, özürleri kabul, güzel zan, yarı deli, hoşgörü…
“Hû” ismi: Hû, sıfatlarından arî olarak bizzat Allah’ı ifade eder. Hû, Allah’a, çok yakın bir tarzda hitap etme yoludur. Allah ile bu çok yakın temas kalpte bulunur. Nefs-i Mülhime bu makamda derece olarak küçük ve zayıftır ve daha sonraki her aşamada gittikçe büyür. Bu yüzden Hû ismi şerif-i ile Cenab-ı Hakk’la temas kurma Nefs-i Mülhime’nin ilham kaynağıdır.
Seherlerde kalkmaz mısın nur çıranı yakmaz mısın?
Sen Allahtan korkmaz mısın Allah de kalbim Allah de **** Seherlerde kalk da otur sağ elini kalbine götür Zikir tevhid salâvat getir Allah de kalbim Allah de **** Seherlerde uyku haram inan kardeş dünya yalan Malın mülkün olur talan Allah de kalbim Allah de **** Seherlerde Hakkı zikret gel sen masivayı terket Yaradan Mevlaya şükret Allah de kalbim Allah de **** Seherlerde rahmet yağar zikretmeyen boşa sayar Hak boyası seni boyar Allah de kalbim Allah de **** Seherlerde deryaya dalsam elini elime alsam Nur cemalini bir kere görsem Allah de kalbim Allah de
SEHERLERDE KALMAZİSEN, NEFSİNİ YENEMEZİSEN SEN NEFSİ MÜLHEMİSEN, ALLAH DE KALBİM ALLAH DE! |