Menü Kapat

PEYGAMBERİMİZİN VEFASI

PEYGAMBERİMİZİN VEFASI

YÂ RESÛLALLAH O GÜZEL AŞKINA KURBÂN OLAYIM

AYAĞIN HÂKINE BEN HÂK ILE YEKSÂN OLAYIM

 

GÖREYIM GÜL YÜZÜNÜ SEYRINE VER DE TÂKAT

BAKAYIM HÜSNÜNE BEN ÖYLECE HAYRÂN OLAYIM

 

SENI SEVMEK BILE HADDIM DEĞIL AMMÂ SEVERIM

SEN DE SEV BENDENI DE NÂIL-I IHSÂN OLAYIM YA RESULALLAH!

وَالسَّابِقُونَ الْاَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِر۪ينَ وَالْاَنْصَارِ وَالَّذ۪ينَ اتَّبَعُوهُمْ بِاِحْسَانٍۙ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَاَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي تَحْتَهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ

 

İslâm’ı kabul ve ona hizmette öne geçen muhâcir ve ensârın ilkleri ile bunların yoluna en güzel bir şekilde uyanlar var ya, Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır. Allah onlar için her tarafında ırmaklar çağlayan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük başarı ve kurtuluş budur. Tevbe / 100. Ayet

اِنَّ الَّذ۪ينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَاَيْمَانِهِمْ ثَمَنًا قَل۪يلًا اُو۬لٰٓئِكَ لَا خَلَاقَ لَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ وَلَا يَنْظُرُ اِلَيْهِمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَلَا يُزَكّ۪يهِمْۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

 

Allah’a verdikleri sözleri ve ettikleri yeminleri önemsiz bir dünya menfaatine satanlar var ya, işte onların âhirette hiçbir nasipleri yoktur. Allah kıyâmet günü onlarla konuşmayacak, onlara merhamet nazarıyla bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Âl-i İmrân / 77 VEFÂ, GÖRÜLEN IYILIKLERI UNUTMAMAK, IYILIKTE BULUNANLARA MISLIYLE VEYA DAHA GÜZELIYLE KARŞILIK VERMEYE DEVAM ETMEKTIR. VEFÂ, DOSTLUĞUN KAYNAĞI, MUHABBETIN ILK DURAĞI VE GÜVENIN EN MÜHIM MESNEDIDIR. TAM VE KÂMIL BIR ÎMÂNIN VE ALLAH’A TESLÎMIYETIN NIŞÂNESIDIR. BU AHLÂKA SÂHIP OLANLARA VEFÂKÂR DENIR. VEFAKÂRLIĞIN ZIDDI, NANKÖRLÜK OLUP IYILIĞIN KADRINI BILMEMEK VEYA ONA KÖTÜLÜKLE KARŞILIK VERMEKTIR.

VEFÂ YOKUŞU

MEHMED ÂKIF, KIZININ NIKÂH AKDINE ÇOK SEVDIĞI AHBÂBINDAN OLAN BOSNALI ALI ŞEVKI EFENDI’YI DE DAVET ETMIŞTI. YAŞLI HOCAEFENDI BU DAVETE BIRAZ GEÇ GELDI VE GECIKME SEBEBI OLARAK DA, VEFÂ YOKUŞU’NDAN ÇIKTIĞINI SÖYLEDI. MERHUM ÂKIF, TEBESSÜM EDEREK DÜŞÜNDÜRÜCÜ VE NÜKTELI ŞU MUKABELEDE BULUNDU:

“HANGI VEFÂ YOKUŞU’NDAN BAHSEDIYORSUN HOCA EFENDI? NESL-I HÂZIR (ŞIMDIKI NESIL) O YOKUŞU ÇOKTAN DÜZLEDI…”

İSTANBUL’DA EMINÖNÜ SAHILINDEN SÜLEYMANIYE’YE DOĞRU ÇIKILAN YOKUŞA, BURADA EBU’L-VEFÂ HAZRETLERI’NIN DERGÂHI VE TÜRBESI BULUNDUĞU IÇIN VEFÂ YOKUŞU DENILMIŞTIR.

İNSÂNÎ HASLETLERIN DUMÛRA UĞRADIĞI, VICDANLARIN KURUDUĞU, INSANLARIN GITGIDE DIĞERGÂMLIKTAN HODGÂMLIĞA YANI FEDÂKÂRLIKTAN BENCILLIĞE MEYLETTIĞI GÜNÜMÜZDE VEFÂ KELIMESI, ÂDETÂ LÜGATTE BIR KELIME VE SIRF İSTANBUL’DA BIR SEMT ADI OLARAK KALMIŞ BULUNMAKTADIR.

MEHMED ÂKIF; BUGÜNKÜ TOPLUMUMUZU GÖRSE, KIM BILIR BU VEFÂSIZLIK VE DUYGUSUZLUK TABLOSU KARŞISINDA NASIL FERYAT EDERDI.

KALBÎ KIVÂMIN ZIRVESINI GÖSTEREN VEFÂKARLIĞIN TEMELINDE SAMÎMIYET, SADÂKAT VE TEVÂZÛ GIBI AHLÂKÎ HASLETLER BULUNMAKTADIR. ŞÂIRIN:

“DÂVÂ KAPISINI BIRAK DA VEFÂ DERGÂHINA GEL!” ÇAĞRISINDAN DA ANLAŞILACAĞI GIBI VEFÂ ENGIN BIR DERYÂ, BULUNMAZ BIR DERGÂHTIR. O DERGÂHA GIREN HERKES HUZÛR BULUR VE ORADAN MEMNÛN AYRILIR.

EN BÜYÜK VEFÂKARLIK, INSANIN YARATANI’NI TANIMASI, KULLUK VAZÎFESINI YERINE GETIRMESI VE O’NUN VERDIĞI NIMETLERIN KIYMETINI BILMESIDIR. EN BÜYÜK NANKÖRLÜK DE KULUN, RABBI’NI INKÂR ETMESI, O’NUN YÜCELIĞINI TANIMAMASIDIR.

VEFÂNIN ZIRVESINI TEŞKIL EDECEK EN GÜZEL MISALLERI SEVGILI PEYGAMBERIMIZ’IN HAYÂTINDA MÜŞÂHEDE ETMEKTEYIZ. RESÛLULLAH; “BEN BABAM İBRAHIM’IN DUASI, KARDEŞIM İSA’NIN MÜJDESI VE ANNEM ÂMINE’NIN RÜYÂSIYIM.” [2] (HÂKIM, II, 453) BUYURMAK SÛRETIYLE HEM HZ. İBRAHIM’I HEM HZ. İSA’YI (A.S.) HEM DE ANNESINI MINNETLE ANMIŞ, ONLARA KARŞI GEREKEN VEFÂKÂRLIĞI GÖSTERMIŞTIR. BUNUNLA DA KALMAYIP KIYAMETE KADAR GELECEK OLAN ÜMMETINE, HZ. İBRAHIM’IN (A.S.) DUASINA MUKÂBELEDE BULUNMALARINI SÜNNET KILMIŞTIR. NAMAZLARDA OKUNAN “SALLI-BÂRIK” DUASINDA, ÂL-I MUHAMMED’IN ARDINDAN ÂL-I İBRAHIM’IN ZIKREDILMESI, IŞTE BU ÇOK ZARIF VE HASSAS OLAN VEFÂ DUYGUSUNUN BIR ESERIDIR.

PEYGAMBERIMIZI AĞLATAN HATIRA

SEVGILI PEYGAMBERIMIZ’IN VEFÂKÂR BIR EVLAT OLDUĞUNU GÖSTEREN DIĞER BIR HÂDISE DE HUDEYBIYE UMRESI IÇIN MEKKE’YE GIDERKEN VUKÛ BULMUŞTUR. YOLCULUK ESNÂSINDA EBVÂ’YA UĞRAMIŞLARDI. RESÛLULLAH CENÂB-I ALLAH’TAN IZIN ISTEYEREK ANNESININ KABRINI ZIYARET ETTI. ZIYÂRET ESNÂSINDA KABRINI ELIYLE DÜZELTTI VE TEESSÜRÜNDEN AĞLADI. O’NUN AĞLADIĞINI GÖREN MÜSLÜMANLAR DA AĞLADILAR. DAHA SONRA NIÇIN BÖYLE YAPTIĞINI SORANLARA SEVGILI PEYGAMBERIMIZ; “ANNEMIN BANA OLAN ŞEFKÂT VE MERHAMETINI HATIRLADIM DA ONUN IÇIN AĞLADIM.” BUYURDU. (İBN-I SA’D, I, 116-117. AYRICA BKZ. MÜSLIM, CENÂIZ, 105-108)

EFENDİMİZİN HATİCE ANNEMİZE VEFASI

SEVEN SEVDIKLERININ SEVDIĞINI DE SEVER, ONLARI DA UNUTMAZDI. BIR DEFASINDA HZ. HATICE’NIN KIZ KARDEŞI HALE’NIN HUZURUNA GELMEK IÇIN IZIN ISTEDIĞINI DUYMUŞTU. SESINI VE IZIN ISTEME TARZINI HZ. HATICE’YE O KADAR ÇOK BENZETMIŞTI KI, HEYECANLA AYAĞA KALKMIŞ VE “AMAN ALLAH’IM! BU HÜVEYLID’IN KIZI HALE’DIR.” DEMIŞTI. O’NUN BU HEYECANINA ŞAHIT OLAN HZ. AIŞE VALIDEMIZ ISE KADIN FITRATININ GEREĞI OLARAK KISKANIP ARAYA GIRMIŞ VE YILLAR ÖNCE ÖLÜP ARALARINDAN AYRILMIŞ BIRISI IÇIN BU KADAR ILGININ SEBEBINI SORMUŞTU.ALLAH RESULÜ ISE;

-ALLAH’A YEMIN OLSUN KI ALLAH BANA ONDAN DAHA HAYIRLISINI VERMEMIŞTIR. İNSANLAR KÜFREDERKEN O BANA INANDI.

İNSANLAR BENI YALANLARKEN O BENI TASDIK ETTI. VE ALLAH ONUN VESILESIYLE BENI EVLATLARLA RIZIKLANDIRDI.’ ŞEKLINDE TAMAMLAYACAK VE BÖYLE BIR ÇIKIŞI TASVIP ETMEDIĞINI IFADE EDIP HZ. HATICE’NIN HATIRINA TOZ KONDURMAMIŞTI.

PEYGAMBERIMIZI BÜYÜTEN HANIM(FÂTIMA HATUN)

PEYGAMBER EFENDIMIZ KENDISINI ŞEFKÂT VE MERHAMETLE BÜYÜTEN ANNESINI KÜÇÜK YAŞTA KAYBEDIP ÖKSÜZ VE YETIM KALDIĞINDA ONU ÖNCE DEDESI, DAHA SONRA DA AMCASI EBÛ TÂLIB YANINA ALMIŞTI. BU SIRALARDA AMCASININ HANIMI FÂTIMA HATUN, SEVGILI PEYGAMBERIMIZ’E ÇOK IYI BAKMIŞ, ONU KENDI ÇOCUKLARINDAN HIÇ AYIRMAMIŞ HATTA DAHA DA ÜSTÜN TUTMUŞTU. MÜSLÜMAN OLARAK MEDINE’YE HICRET EDEN BU HANIM VEFÂT ETTIĞINDE RESÛLULLAH; “ANNEM ÖLDÜ!” DEMIŞ, ONU GÖMLEĞI ILE KEFENLEMIŞ, DAHA SONRA DA KABRE ALIŞMASI IÇIN ORAYA BIR MÜDDET UZANMIŞTI. “YÂ RESÛLALLÂH! HERHÂLDE FÂTIMÂ’NIN ÖLÜMÜNE ÇOK ÜZÜLDÜNÜZ!?” DENILDIĞINDE ISE:

“O BENIM ANNEMDI. KENDI ÇOCUKLARI AÇ DURURKEN ÖNCE BENIM KARNIMI DOYURUR, KENDI ÇOCUKLARININ ÜSTÜ BAŞI TOZ TOPRAK IÇINDE DAĞINIK DURURKEN, O ÖNCE BENIM BAŞIMI TARAR VE GÜLYAĞI SÜRERDI. O BENIM ANNEMDI.” BUYURMUŞTUR. (YA’KUBÎ, II, 14)

PEYGAMBERIMIZIN AMCASI EBU TALIB’E VEFASI

PEYGAMBER EFENDIMIZ, AMCASI EBÛ TÂLIB’IN MÜSLÜMAN OLMASINI ÇOK ISTEMIŞTI. BUNUN IÇIN DEFÂLARCA UĞRAŞTI. HELE VEFÂTI ESNÂSINDA BAŞI UCUNDA GÖSTERDIĞI GAYRET DILLERE DESTANDIR. İSLÂM’A BUNCA FAYDASI DOKUNAN BIR KIMSENIN, ÎMÂN ŞEREFINE NÂIL OLAMAMASI ONU ÇOK ÜZÜYORDU. EBÛ TÂLIB VEFÂT ETTIĞINDE HAZRET-I ALI, EFENDIMIZ’E GELEREK; “DALÂLET IÇINDEKI IHTIYAR AMCAN MÜŞRIK OLARAK ÖLDÜ!” DEDI. BU HABER ÜZERINE ÇOK ÜZÜLEN RESÛL-I EKREM EFENDIMIZ AĞLAMAYA BAŞLADI. DAHA SONRA DA; “GIT ONU YIKA VE GÖM!” BUYURDU. (NESÂÎ, CENÂIZ, 84; DIYARBEKRÎ, I, 301) O’NUN BU ÜZÜNTÜSÜ İSLÂM’I YAYMA GAYRETI ILE BIRLIKTE AMCASINA KARŞI OLAN VEFÂ DUYGUSUNDAN KAYNAKLANMAKTAYDI.

PEYGAMBERIMIZIN SÜT ANNESINE VEFASI

FAHR-I KÂINÂT EFENDIMIZ, ÜZERINDE EMEĞI OLAN HIÇ KIMSEYI UNUTMAMIŞ, HAYÂTI BOYUNCA ONLARA HEP VEFÂ GÖSTERMIŞTIR. ÖZELLIKLE HATÎCE VÂLIDEMIZIN ARKASINDAN GÖSTERDIĞI VEFÂKÂRLIK EŞINE RASTLANMAYACAK BOYUTLARDAYDI. KENDISINE BIR HAFTA SÜT EMZIREN DADISI ÜMMÜ EYMEN, SÜTANNESI HALIME HÂTUN, SÜTKARDEŞI ŞEYMÂ DA ONUN VEFÂKÂRLIĞINDAN NASÎBDÂR OLAN ŞANSLI KIMSELERDENDIR. PEYGAMBERIMIZ ONLARA SON DERECE HÜRMET GÖSTERMIŞ VE IHTIYAÇLARININ KARŞILANMASI IÇIN ELINDEN GELENI YAPMIŞTIR. (İBN-I SA’D, I, 113-114)

PEYGAMBERIMIZIN SÜT KARDEŞINE VEFASI

HEVÂZIN GAZVESI’NDE ESIRLER ARASINDA GÖRDÜĞÜ SÜTKARDEŞI ŞEYMÂ’YI HEMEN TANIMIŞ, ONA VE DIĞER YAKINLARINA KIYMETLI HEDIYELER VEREREK MEMLEKETLERINE GÖNDERMIŞTIR. SEVGILI PEYGAMBERIMIZ, SIRF BÖLGELERINDE DÖRT YIL KALDIĞI IÇIN, BU SAVAŞ SONUNDA HEVÂZINLI SÜT TEYZELERI, SÜT HALALARI HATIRINA GANIMETLERI GERI VERMEYI BILE DÜŞÜNMÜŞTÜ. ANCAK HEVÂZINLILER MÜRACAATTA GECIKINCE, ORDUDAKI BEDEVILERIN DE ISRARIYLA CI’RÂNE’DE TOPLANMIŞ OLAN GANIMETLERI, TAKSIM ETMEK ZORUNDA KALMIŞTI. DAHA SONRA HEVÂZINLILERIN VÂKÎ OLAN TALEPLERI ÜZERINE KENDISINE VE ABDULMUTTALIB OĞULLARININ HISSELERINE DÜŞEN ESIRLERI SERBEST BIRAKINCA, ASHÂB-I KIRÂM DA HISSELERINE DÜŞEN ESIRLERI SERBEST BIRAKMIŞ VE FIDYE ÖDEMEKSIZIN SALIVERMIŞLERDI. (İBN-I HIŞÂM, IV, 135) EFENDIMIZ’IN SÜT AKRABALARINA GÖSTERDIĞI VEFÂ SÂYESINDE, BINLERCE KIŞI HÜRRIYETINE KAVUŞMUŞ VE BU ÂLICENAPLIĞIN GÖNÜLLERINE VERDIĞI RIKKATLE HAKÎKATE GÖZLERINI AÇMIŞLARDIR.

PEYGAMBERIMIZIN MÜŞRIKE BILE UZANAN VEFÂ DUYGUSU

RISÂLET GELDIĞINDEN ITIBAREN EFENDIMIZ BÜTÜN ÇILE VE IZDIRAPLARA KATLANARAK İSLÂM’I ANLATMAYA VE YAYMAYA DEVÂM EDIYORDU. TÂIF DÖNÜŞÜNDE DÜŞMANLARI ONU MEKKE’YE ALMAK ISTEMEMIŞLERDI. RESÛL-I EKREM EFENDIMIZ SIRA ILE BIRÇOK ILERI GELEN MEKKELININ HIMAYESINI ISTEMIŞ FAKAT HEPSI REDDETMIŞTI. BU TEKLIFI SÂDECE MUT’IM BIN ADIYY KABUL ETTI VE OĞULLARINI SILÂHLANDIRIP PEYGAMBER EFENDIMIZ’I HIMÂYE EDEREK ŞEHRE GIRMESINE YARDIMCI OLDU. ARADAN YILLAR GEÇTI. MUT’IM, BEDIR SAVAŞINDA KUREYŞLI MÜŞRIKLERLE BIRLIKTE MÜSLÜMANLARA KARŞI SAVAŞTI VE ÖLDÜRÜLDÜ. PEYGAMBERIMIZ’IN ŞÂIRLERINDEN HASSAN BIN SÂBIT, BU ZATIN ÖLÜMÜNÜN ARDINDAN BIR MERSIYE SÖYLEYEREK, VAKTIYLE EFENDIMIZ’I HIMÂYE ETTIĞINDEN BAHSETMIŞ VE ONU HAYIRLA YÂDETMIŞTI. NEBIYY-I MUHTEREM EFENDIMIZ KENDI ADINA GÖSTERILEN BU VEFÂKARLIKTAN, ZIYÂDESIYLE MEMNÛN OLDULAR. DAHA SONRA DÜŞMAN ESIRLERINE NE YAPILACAĞI TARTIŞILIRKEN:

“ŞAYET MUT’IM BIN ADIYY HAYATTA OLUP DA BENDEN ESIRLERIN BAĞIŞLANMASINI ISTESEYDI, FIDYE ALMADAN HEPSINI SERBEST BIRAKIRDIM.” BUYURARAK ONA OLAN VEFÂSINI GÖSTERMIŞTIR. (BUHÂRÎ, HUMUS, 16; İBN-I HIŞÂM, I, 404-406) İSLÂM’I TEBLIĞ EDERKEN KENDISINE KOLAYLIK GÖSTEREN BIR MÜŞRIKE BILE UZANAN BU VEFÂ DUYGUSU, NE YÜCE BIR AHLÂK NÜMÛNESIDIR.

PEYGAMBERIMIZIN DUASINA MAHZAR OLAN GENÇLER

ALLAH RESÛLÜ HAC MEVSIMLERINDE VE PANAYIRLARDA İSLÂM’I YAYMAYA ÇALIŞIR, PEK ÇOK SIKINTI, ZORLUK VE IŞKENCELERLE KARŞILAŞIRDI. BIRÇOK KABILEYI OLDUĞU GIBI ÂMIR BIN SA’SAA OĞULLARINI DA İSLÂM’A DÂVET ETMIŞTI. YANLARINDAN KALKIP DEVESINE BINDIĞINDE, IÇLERINDEN BEYHARA ISIMLI MÜŞRIK, DEVENIN GÖĞSÜNE ANSIZIN DÜRTTÜ. DEVE SIÇRAYIP KALKARKEN SEVGILI PEYGAMBERIMIZ’I YERE DÜŞÜRDÜ. DUBÂA BINT-I ÂMIR ISMINDE MÜSLÜMAN BIR KADIN EFENDIMIZ’E YAPILAN BU HAKÂRETI GÖRÜR GÖRMEZ; “EY ÂMIR HÂNEDÂNI! GÖZÜNÜZÜN ÖNÜNDE ALLAH’IN RESÛLÜ’NE YAPILAN ŞU EZIYETI GÖRÜP DE IÇINIZDEN ONU HATIRIM IÇIN KORUYACAK KIMSE YOK MUDUR?” DEDI. AMCA OĞULLARINDAN ÜÇ KIŞI HEMEN KALKIP BEYHARA ALÇAĞININ ÜZERINE YÜRÜDÜLER. BU OLAYDAN SONRA EFENDIMIZ VEFÂKÂRLIĞININ BIR GEREĞI OLARAK BUNLAR HAKKINDA:

“EY ALLAHIM! ŞUNLARA BEREKETINI IHSÂN ET!” DIYE DUÂ ETTI. BU DUÂ BEREKETI ILE ALLAH TEÂLÂ ONLARA ÎMÂN NASÎB ETTI VE NIHÂYETINDE ŞEHIDLIK MERTEBESINE NÂIL OLDULAR. (İBN-I HACER, EL-İSÂBE, IV, 353)

ONUN VEFÂSI HERKESE ŞÂMILDI. ANCAK, HER ŞEYDEN AZIZ TUTTUĞU İSLÂM DÂVASINDA EN KÜÇÜK BIR VAZÎFE ALAN KIMSELERE KARŞI, DAHA HUSÛSÎ BIR TEVECCÜH GÖSTERIR VE MUHABBET BESLERDI. MESCID-I NEBEVÎ’YI TEMIZLEYEN ZENCI BIR KIMSE VARDI. EFENDIMIZ ONU BIR ARA GÖREMEDI. MERAK EDEREK NEREDE OLDUĞUNU SORDU. ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEDILER. BUNUN ÜZERINE VEFÂ ÂBIDESI EFENDIMIZ; “BANA HABER VERMENIZ GEREKMEZ MIYDI?” BUYURDU. DAHA SONRA; “BANA KABRINI GÖSTERIN!” DIYEREK KABRINE GIDIP CENÂZE NAMAZI KILDI VE ONA DUA ETTI. (BUHARI, CENÂIZ, 67)

PEYGAMBERIMIZIN AMCASI HZ. HAMZA’YA (R.A.) VEFASI

FAHR-I ÂLEM EFENDIMIZ AYNI ŞEKILDE ALLAH YOLUNDA CIHAD EDIP ŞEHIT DÜŞENLERI DE ASLA UNUTMAZ, ONLARIN GERIDE KALAN YETIMLERININ YETIŞTIRILMESI, HAYATA HAZIRLANMASI VE DUL KALAN HANIMLARININ IHTIYAÇLARININ KARŞILANMASI HUSÛSUNDA, ŞAHSEN BÜYÜK ÇABA GÖSTERIR VE ASHÂBINI DA BUNA TEŞVIK EDERDI. BUNA DAIR YAŞANMIŞ BIRÇOK OLAY ARASINDAN IKI TANESI ŞÖYLEDIR:

PEYGAMBER EFENDIMIZ HUDEYBIYE UMRESI’NDEN DÖNERKEN, UHUD SAVAŞINDA ŞEHID DÜŞEN HZ. HAMZA’NIN KÜÇÜK KIZI ÜMÂME ARKASINDAN; “AMCACIĞIM, BENI KIME BIRAKIP GIDIYORSUN?” DIYE SESLENMIŞTI. BUNUN ÜZERINE EFENDIMIZ, ONU YANINA ALARAK MEDINE’YE GETIRDI. ÜMÂME’YE KIMIN BAKACAĞINI SORDUĞUNDA AYNI ANDA ÜÇ KIŞI BUNA TÂLIP OLDU. BUNLARDAN BIRINCISI ZEYD BIN HÂRISE (R.A.) OLUP RESÛL-I EKREM ONU HICRETTEN SONRA HZ. HAMZA (R.A.) ILE KARDEŞ YAPMIŞTI. İKINCISI HZ. ALI OLUP ÜMAME’NIN AMCASI SAYILIRDI. ÜÇÜNCÜ ŞAHIS DA CA’FER BIN EBÎ TALIB (R.A.) OLUP ÜMAME’YE YAKINLIĞI ALI (R.A.) GIBI IDI. ANCAK BIR FARKLA KI HZ. CA’FER’IN ZEVCESI, ÜMAME’NIN TEYZESI IDI. NEBIYY-I MUHTEREM BIR ŞEHIT YAVRUSUNA GÖSTERILEN BU ALÂKADAN SON DERECE DUYGULANDI. DEMEK KI ASHÂB-I KIRÂM RESÛLULLAH’IN VEFÂ MEKTEBINDE YETERLI DERSI ALABILMIŞ VE BU KONUDAKI NEBEVÎ AHLÂKI KAZANMIŞTI. ALLAH RESÛLÜ:

“– EY ZEYD! SEN ALLAH VE RESÛLÜ’NÜN DOSTUSUN. EY ALI! SEN DE BENIM KARDEŞIM VE DOSTUMSUN. EY CA’FER! SEN DE BANA YARATILIŞÇA VE HUYCA EN ÇOK BENZEYENSIN!” DIYEREK ÜÇÜNE DE AYRI AYRI ILTIFAT ETTI VE TEYZESIYLE EVLI BULUNMASI SEBEBIYLE ÜMAME’YI GÖZETIP YETIŞTIRMEYE HZ. CA’FER’I DAHA UYGUN BULDU. DAHA SONRA PEYGAMBER EFENDIMIZ HER SAFHADA ÜMAME ILE ILGILENDI VE ZAMANI GELINCE ONU HZ. ÜMMÜ SELEME’NIN OĞLU SELEME ILE EVLENDIRDI. (BUHÂRÎ, MEGÂZÎ, 43; İBN-I SA’D, VIII, 159)

MÛTE MUHAREBESINDE DIĞERLERIYLE BIRLIKTE EN BAŞTA ÜÇ KUMANDAN; ZEYD BIN HÂRISE, CA’FER BIN EBÎ TALIB VE ABDULLAH BIN REVÂHA PEŞPEŞE ŞEHIT DÜŞMÜŞLERDI. SAVAŞ SONUNDA İSLÂM ORDUSU MEDINE’YE DÖNDÜĞÜNDE ŞEHITLERIN ARDINDAN RESÛLULLAH VE MÜSLÜMANLAR GÖZYAŞI DÖKTÜLER. BU ESNÂDA PEYGAMBER EFENDIMIZ’IN MÜSLÜMANLARI DÖVÜNEREK VE FERYAT EDEREK AĞLAMAKTAN MEN ETTIĞI GÖRÜLDÜ. BUNUN YERINE ŞEHIT EVLERINE YEMEK GÖTÜRMELERINI ISTEDI. BILHASSA GERI KALAN YETIMLERIN HIMAYESI ILE YAKÎNEN ILGILENILMESINI TENBIH ETTI. BU KONUDA BIZZAT ASHÂBINA ÖRNEK OLDU, HZ. CA’FER’IN AILESINE BAŞSAĞLIĞI DILEYEREK TESELLÎDE BULUNDU VE ÜÇ GÜN SÜREYLE EVLERINE YEMEK GÖNDERDI. O GÜNDEN ITIBAREN ÇOCUKLARINI DA HIMAYESINE ALDI. (İBN-I HIŞAM, III, 436)

RESÛLULLAH SÂDECE KENDISINE YAPILAN IYILIKLERE KARŞI VEFÂKÂR DEĞILDI; AYNI ZAMANDA GETIRDIĞI HAK DÎNE VE ASHÂBINA YARDIMI DOKUNAN HERKESE, ÖMRÜNÜN SONUNA KADAR MINNETTÂR KALMIŞ, FIRSAT DÜŞTÜKÇE VEFÂKÂRLIĞINI GÖSTERMIŞTIR.

PEYGAMBERIMIZIN HABEŞISTANLILARA VEFASI

HABEŞISTAN HICRETININ ÜZERINDEN YILLAR GEÇMIŞTI. BIR DEFASINDA HABEŞISTAN HÜKÜMDARININ ELÇILERI, RESÛL-I EKREM’IN HUZÛRUNA GELDILER. HZ. PEYGAMBER BUNLARLA YAKÎNEN ILGILENDI, HATTA ONLARA BIZZAT HIZMET ETTI. ASHÂBIN BU HIZMETI KENDILERININ YAPABILECEĞINI SÖYLEMELERI ÜZERINE, PEYGAMBER EFENDIMIZ’IN VERDIĞI CEVAP ÇOK ANLAMLIDIR; “BUNLAR HABEŞISTAN’A GÖÇ ETMIŞ OLAN ASHÂBIMA YER GÖSTERMIŞ, IKRÂM ETMIŞLERDIR. BUNA KARŞILIK ŞIMDI BEN DE ONLARA HIZMET ETMEK ISTERIM.” (BEYHAKÎ, ŞUABU’L-ÎMÂN, VI, 518; VII, 436)

HABEŞISTANLILARA KARŞI VEFÂKÂRLIĞINA DEVÂM EDEN PEYGAMBERIMIZ, ARADA DENIZ BULUNDUĞU VE KARADAN DA GÜNLERCE GIDILECEK MESÂFE OLDUĞU HÂLDE NECÂŞÎ’NIN VEFÂTINI HEMEN O GÜN ASHÂBINA HABER VERDI VE:

“– UZAK BIR BELDEDE ÖLEN KARDEŞINIZIN CENÂZE NAMAZINI KILINIZ!” BUYURDU. SAHÂBÎLER; “YÂ RESÛLALLÂH! KIMDIR O?” DIYE SORDUKLARINDA, EFENDIMIZ:

“– NECÂŞÎ ASHAMA’DIR! BUGÜN ALLAH’IN SÂLIH KULU ASHAMA ÖLDÜ! KARDEŞINIZ IÇIN ALLAH’TAN MAĞFIRET DILEYINIZ!” BUYURDU VE CENÂZE NAMAZINI KILDIRDI. (MÜSLIM, CENÂIZ, 62-68; İBN-I HANBEL, IV, 7)

PEYGAMBERIMIZIN ŞEHITLERE OLAN VEFASI

RESÛLULLAH, SON HASTALIĞINDA RAHATSIZLIĞI IYICE ARTINCA, ASHÂBIYLA GÖRÜŞMEK IÇIN MESCIDE GELMIŞTI. MESCID MÜSLÜMANLARLA DOLUP TAŞIYORDU. ALLAH’IN SEVGILI RESÛLÜ, İSLÂM’I TEBLIĞ ETMIŞ VE INSANLARIN BIR ÇOĞUNA HIDÂYETI ULAŞTIRMIŞTI. BUNUN SEMERESI OLAN BU KALABALIK CEMAAT, O AZIZ İNSAN’I ÇOK SEVINDIRMIŞTI. ARTIK GÖZÜ ARKADA KALMAYACAKTI. ANCAK DÂVÂSI BU HÂLE GELINCEYE KADAR MALI VE CANI ILE CIHÂD EDEN, ŞEHID OLAN VE ORADA OLMAYAN ASHÂBI DA VARDI. EFENDIMIZ ONLARI HIÇBIR ZAMAN UNUTMAMIŞ VE GÖNLÜNDEN ÇIKARMAMIŞTI. ZAMAN ZAMAN CENNETÜ’L-BAKÎ’YE, ZAMAN ZAMAN DA DIĞER ŞEHIDLIKLERE GIDEREK ONLARA DUÂ EDIYORDU. İŞTE BU SON KONUŞMASINDA DA KALABALIK BIR CEMAATIN “ÂMIN” SADÂLARI ARASINDA BIR VEFÂ OLARAK ONLARI HAYIRLA YÂD EDECEKTI. HÂDISEYI ANLATAN SAHÂBÎ ŞÖYLE DIYOR:

“PEYGAMBER EFENDIMIZ, KELIME-I ŞEHÂDET GETIRDIKTEN SONRA:

«EY INSANLAR! SIZE OLAN NIMETINDEN DOLAYI O ALLAH’A HAMD EDERIM KI KENDISINDEN BAŞKA HIÇBIR ILAH YOKTUR!» DIYE HAMD Ü SENÂDA BULUNDU. HER ZAMAN YAPTIĞI GIBI UHUD GÜNÜ ŞEHIT DÜŞEN MÜSLÜMANLAR IÇIN DE ALLAH’TAN MAĞFIRET DILEDI. (İBN-I SA’D, II, 228, 251)

BU NE VEFÂ YÂ RABBÎ! YILLARIN ESKITEMEDIĞI, ACILARIN, SIKINTILARIN VE GÂILELERIN UNUTTURAMADIĞI, BOLLUKLA ZAYIFLAMAYAN, RAHATLIK VE SALTANATLA YOK OLMAYAN NE MUAZZAM BIR VEFÂ!

PEYGAMBERIMIZIN ENSARA OLAN VEFASI

DAHA SONRA ENSÂR’A OLAN VEFÂSINI GÖSTEREREK ŞÖYLE BUYURDULAR:

“EY INSANLAR! İNSANLAR ÇOĞALIYOR ANCAK ENSÂR AZALIYOR. HATTA YEMEKTEKI TUZ KADAR AZALACAKLAR. İÇINIZDEN HER KIM, BIR KIMSEYE ZARAR YA DA FAYDA VERMEYE MUKTEDIR OLABILECEĞI BIR IŞIN BAŞINA GELIRSE, ENSÂR’IN IYILERINE IYILIKLE MUÂMELE ETSIN, KÖTÜLÜK YAPANLARINI DA AFFETSIN.” (BUHÂRÎ, MENÂKIBU’L-ENSÂR, 11)

“SIZLERE ENSÂR’A IYI MUÂMELE ETMENIZI TAVSIYE EDERIM. ONLAR BENIM CEMAATIM, SIRDAŞLARIM VE EMINLERIMDIR. ÜZERLERINE DÜŞEN GÖREVLERI HAKKIYLA YAPMIŞLARDIR. HIZMETLERININ KARŞILIĞI ISE HENÜZ TAM OLARAK ÖDENMEMIŞTIR. (ÂHIRETTE FAZLASIYLA ÖDENECEKTIR.) BU SEBEPLE ONLARIN IYILERINI(N YAPTIĞINI) KABUL EDIN, KÖTÜLERININ YAPTIKLARINDAN ISE VAZGEÇIVERIN.” (BUHÂRÎ, MENÂKIBU’L-ENSÂR, 11)

EFENDIMIZ BUNDAN SONRA MINBERE BIR DAHA ÇIKMADI. KENDISINE İSLÂM DÂVÂSINDA EN ÇOK YARDIM EDEN ENSÂRI’NI, ÜMMETINE EMÂNET ETTIKTEN SONRA VAZÎFESINI YAPMIŞ OLMANIN RAHAT VE HUZÛRU IÇINDE YÜCE RABBI’NE KAVUŞTU.

İSLÂM’A GÖNÜLLERINI VE KAPILARINI AÇAN BU KAHRAMAN INSANLARA KARŞI EFENDIMIZ’IN VEFÂKARÂNE DAVRANIŞLARI SAYILAMAYACAK KADAR ÇOKTUR. MEKKE FETHEDILDIĞINDE ENSÂR; “ARTIK BIZI TERK EDER, MEKKE’DE KALIR.” DIYE ÜZÜLÜRLERKEN O, ENSÂR’I TERCIH ETMIŞ VE ONLARLA BIRLIKTE MEDÎNE’YE GERI DÖNMÜŞTÜ.

YÂ RABBÎ!.. BIZLERI AHDINE SÂDIK VE VEFÂKÂR KULLARINDAN EYLE!..

BAŞTA ANNE-BABALARIMIZ, HOCALARIMIZ, VATANIMIZI BIZE EMÂNET EDEN ŞÜHEDÂ ECDÂDIMIZ OLMAK ÜZERE; ÜZERIMIZDE HAKKI OLAN HERKESE VEFÂ ILE MUKABELEDE BULUNMAYI BIZLERE MÜYESSER EYLE!..

ÂMÎN!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir